açık etmek

açık etmek
to publish, to express

İngilizce Sözlük Türkçe. 2010.

Игры ⚽ Нужно решить контрольную?

Look at other dictionaries:

  • kem küm etmek — verecek cevap bulamayıp açık bir anlamı olmayan gelişigüzel söylenen sözler söylemek Mazeretin ne olursa olsun, İncir Han ından kendi ayağınla çıktıktan sonra artık kem küm etmemek, dilenciliği meslek olarak kabul etmek lazımdır. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fiskos etmek — başkalarının bulunduğu yerde birkaç kişi gizlice, alçak sesle konuşmak Düşüncelerimizi açık seçik ortaya koymak yerine fiskos etmeyi yeğleriz. T. Uyar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hık mık etmek — 1) bir işten kaçınmak için bahaneler ileri sürmeye çalışmak 2) sorulan bir soruya açık bir anlamı olmayan, belirsiz cevaplar vermek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • alarga etmek — 1) açık denize çıkmak, engine açılmak 2) argo geri çekilmek, uzaklaşmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • malumu ilam etmek — bilinen ve açık olan bir şeyi söylemeye, açıklamaya kalkmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ağız — 1. is. Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü 2. is., ğzı, anat. 1) Yüzde, avurtlarla iki çene arasında, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye ve besinleri içine almaya yarayan boşluk 2) Bu boşluğun dudakları çevrelediği bölümü Küçük bir ağız. 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kapı — is. 1) Bir yere girip çıkarken geçilen ve açılıp kapanma düzeni olan duvar veya bölme açıklığı 2) Bu açıklıktaki açılıp kapanan kanat Evlerin kapılarında kocaman yeşil bronz tokmaklar vardı. S. F. Abasıyanık 3) Tavla oyununda iki pul üst üste… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tutmak — i, ar 1) Elde bulundurmak, ele almak Kucağında kundaklı bir çocuk tutuyordu. Ö. Seyfettin 2) Ele geçirmek, yakalamak Evvela bu terbiyesiz köpeği tuttu, bağladı. Ö. Seyfettin 3) Avlamak Dalyan işletiyorum, tuttuğumuz balığı tekrar denize döküyoruz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Müslüm Gürses — (* 7. Mai 1953 in Fıstıközü, Provinz Şanlıurfa; bürgerlich Müslüm Akbaş) ist ein türkischer Schauspieler und Sänger. Seine Lieder werden zur Musikrichtung des Arabeske gezählt, wobei sich jedoch auch zahlreiche türkische klassische und… …   Deutsch Wikipedia

  • yol — is. 1) Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik 2) Karada insanların ve hayvanların geçmesi için açılan veya kendi kendine oluşmuş, yürümeye uygun yer Bahçeleri bahçelere toprak yollar bağlardı. Ç. Altan 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • göz — is., anat. 1) Görme organı 2) Bazı deyimlerde, görme ve bakma Gözden geçirmek. Gözden kaybolmak. Göz önünde. Gözü keskin. 3) Bakış, görüş Bu sefer alacaklı gözüyle baktım. 4) Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak Asıl felaket bu pınara sırt… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”